Sinemaya mı Gitsek...

Bugün pazar ve hava oldukça soğuk. Güneşli ama yinede keskin bir soğuk var. Bu durumda yapılacak iki şey var bence. Birincisi hiç evden çıkmadan battaniye altında kıvrılıp yatmak (evde yanlızsam kesinlikle benim tercihim bu olurdu) ikincisi de sinemaya gitmek.
Sinemaya gidince benim hiç sevmediğim şey gişede 40dakika dikilip film seçmek. Onun için gitmeden önce mutlaka araştırmamı yaparım öyle giderim. Hatta her salonda her film tabiki mümkün olmadığı için gideceğim salonda hangi filmler var önce ona bakarım. 
Ben bugün Trump Avm'de sinemaya gideceğim için burada hangi filmler var onları yazacağım. 

Hobbit: Beş Ordunun Savaşı 3D 
Bu bir seri film. Yani bu filmi anlamak için önce serinin ilk iki filmini de izlemek gerek. Ben diğerlerini de izlemediğim için bunu atlıyorum. Ama ilk iki filmi izleyenlerin mutlaka izlemesi gerek diye düşünüyorum. Görsel açıdan çok iyi bir film.

Son Umut
Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz, Olga Kurylenko ve tabiki Russell Crowe. Kendisi aynı zamanda bu filmin yönetmenliğini yapmış. Film Türk, Avustralya ve ABD yapımı, orijinal adı The Water Diviner.  Çanakkale Savaşı’ndan 4 yıl sonra savaşa gönderdiği üç oğlunun kaderini öğrenmek üzere İstanbul’a gelen Avustralyalı çiftçi Connor’ın hikâyesini konu ediniyormuş. Ben merak ediyorum açıkçası. 

Mucize
Yine bir Türk filmi ve bu sefer karşımızda Mahsun Kırmızıgül. Daha önce sadece Beyaz Melek filmini seyretmiştim. Ben dram hikayeleri pek sevmediğim için böyle filmleri pek tercih etmiyorum. Mahsun Kırmızıgül bu filminde de yine dramı konu almış. Filmde 50 yıl öncesinin yoksulluk içindeki Türkiye’sini konu almış. Darbe bir yandan, yoksulluk bir yandan vururken okul, eğitim bekleyen çocukların hikayesini anlatmış. Gişede Son Umut'u ikiye katladığı söleniyor. 

Kayıp Çocuk
Filmin konusu tabiki hiçbir anne babanın asla yaşamak istemeyeceği bir olay. Çocuklarının ortadan kaybolması, filmde dokuz yaşında olan kız arabada babasını beklerken birden ortadan kaybolur ve tüm aramalara, soruşturmalara rağmen herhangi bir haber alınamaz. Bu arada baba baş şüpheli haline gelmiştir, aradan sekiz yıl geçmiş ve aile parçalanmıştır. Bence tamamen hüzünlü ve göz yaşları içinde seyredilecek bir film. 

Yıldız Haritası
Havana (Julianne Moore), eski ününe tekrar kavuşabilme umuduyla parlak bir rolün peşinde olan hırslı ve güzel bir oyuncudur. Geçmişi sırlarla dolu gizemli Agatha (Mia Wasikowska) Hollywood’a geri döndüğünde Havana onu asistanı olarak işe alır. Yıllar önce babası tarafından evden uzaklaştırılmış olan Agatha'nın planı, ünlü psikoterapist babası Stafford (John Cusack) ve şımarık oyuncu kardeşi Benjie’nin (Evan Bird) hayatlarına gizlice dahil olmaya çalışmaktır. Ancak Hollywood sanıldığı kadar büyük değildir ve herkesin hırsları birbiriyle kesişecektir. Bu hikayenin tek masum kahramanı ise senarist olma hayalleriyle Hollywood’a gelen ve Havana’nın limuzin şoförlüğünü yapan Jerome...

Bana Masal Anlatma 
Tatlı bir mahalle öyküsüne dayanan bu filmde mahallenin gözde delikanlısı dolmuş şoförlüğü yapan Rıza ve güzeller güzeli Ayperi'nin hikayesi anlatılıyor. Çok fazla drama gelemem ama ille de Türk filmi olsun diyenlere eğlenceli, romantik, sıcak bir film alternatifi bence.

Ben galiba bu filmler arasından Yıldız Haritası'nı seçeceğim. Hobbit'in ilk iki filmini seyretmedim, çok fazla hüzün de istemiyorum. Bana Masal Anlatma'da içimden gelmedi şimdi. Tek alternatif var Hollywood hikayesi :))

Mutlu bir gün olsun,Herkese iyi pazarlar...

Yorumlar