Bugünlerde hava her ne kadar soğuk ve yağışlı olsa da kış mevsiminin bitmesine çok az bir zaman kaldı.
Benim ve eminim ki bir çok kişinin de en sevdiği mevsim olan ilkbahar mevsimi gelmek üzere...
İlkbahar demek güneşin sıcacık yüzünü göstermeye başlaması, çiçeklerin açması, ağaçların yeşermesi, günlerini iyicene uzaması, bahçe ve balkon sezonlarının açılması, yenilenme hissi, insanın gözünün gönlünün açılması, tatil planlarının hız kazanması demektir.
Fakat ilk baharın insanlar için birde çok zor bir tarafı vardır ki sormayın gitsin. İlk bahar geldiğinde kışlık kalın kıyafetlerden yazlık tshirtlere incecik kıyafetlere hemen geçelim, bir an önce hafifleyip ohhh diyelim isteriz. Ama işte o öyle pek kolay olmuyor. İnce giyinip üşüdüğümüz, kalın giyinip terlediğimiz kendimizden sıkıldığımız bir dönemdir. Hele birde bu haldeyken birazda rüzgarda kaldık mı hoooppp hastalığa davet çıkartmış oluruz.
Bu ilk baharı nezle, grip, soğuk algınlığı yaşamadan geçirmemiz için çok ama çok fazla dikkatli olmamız gerekir.
Tam mevsimine uygun üşütmeyecek kadar kalın ama terletmeyecek kadar da ince giyinmemiz gerekir. İnce giyindiysek bile yanımızda hafiften bir hırka, mont, şal, süveter falan mutlaka bulundurmamız gerekir.
Ayrıca beslenmemize ve spor yapmaya da önem vermeliyiz. Vitamin takviyeleriyle birikte bol bol ılık ve sıvı gıdalar tüketmemiz çok önemlidir. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik astım ve alerjik hastalığı olanlar için daha da dikkatli olmamız gerekir.
Sürekli ellerimizi yıkamalı, kapalı ortamlarda fazla kalmamaya özen göstermeliyiz.
Küçük küçük önlemler alarak sağlıklı bir şekilde ilkbaharın tadını doyasıya çıkartabiliriz.
Sağlıklı, sıhhatli, bol neşeli ve eğlenceli günler diliyorum....
Yorumlar
Yorum Gönder